Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Yüce Allah'ın Adıyla
Ayetullah Sistani hazretleri nezdinde Salı akşamı (29 Ramazan 1445 / 9 Nisan 2024 Salı günü) hilalin çıplak gözle görüldüğü sabit olmuştur. Dolayısıyla yarın (10 Nisan Çarşamba günü) Şevval ayının birinci günü ve Ramazan bayramıdır. İnşallah tüm Müslümanlara mübârek olsun.

Ayetullah Sistanini'nin Bürosu

Eserleri » Tam İlmihal

ZEKÂT HÜKÜMLERİ → ← 7) Zimmî Kâfİrİn Müslümandan Satın Aldığı Yer

HUMUSUN VERİLECEĞİ YERLER

1804- Humus iki kısma bölünmelidir: Yarısı seyitlerin hissesi olup, fakir, yetim ve yolda kalan seyitlere verilmelidir. Humusun diğer yarısı ise Masum İmam'ın (a.s) hissesidir, ki bu zamanda tüm şartlara haiz müçtehide verilmeli ya da onun izin verdiği yerde kullanılmalıdır. Farz ihtiyat gereği a’lem ve genel yönlere vakıf müctehid olmalıdır.

1805-
Kendisine humus verilen yetim seyidin fakir olması şarttır. Ama yolculukta muhtaç durumda kalmış bir seyide, vatanında fakir olmasa bile humus verilebilir.

1806-
Yolculukta muhtaç durumda kalan seyidin yapmış olduğu yolculuk, günah olarak nitelenirse, farz ihtiyat gereği ona humus verilmez.

1807-
Adil olmayan seyide humus verilebilir; ama on iki Ehlibeyt İmamlarını kabul etmeyen seyide humus verilmez.

1808-
Humusu günah yolda harcayan seyide, humus verilmez. Hatta verilen humus, onun günah işlemesine yardımcı olacaksa, günah işlerde kullanmasa da, farz ihtiyat gereği humus verilmemelidir. Yine farz ihtiyat gereği, şarap içen, namaz kılmayan ve açıkça günah işleyen seyide humus verilmemelidir.

1809-
Birisinin sadece "Ben seyidim." demesi üzerine ona humus verilmez. Ancak, iki adil şahit onun seyit olduğunu tasdik eder yahut seyit olduğuna kesin bilgi veya güven hâsıl olursa, humus verilebilir.

1810-
İnsan, kendi şehrinde seyit olarak tanınan birinin, seyit olmadığına kesin bilgi yoksa ona humus verebilir.

1811-
İnsan, farz ihtiyat gereği kendi humusunu, ihtiyaçlarını karşılaması için seyit olan kendi hanımına veremez. Ancak kadının üzerine başkalarının giderleri farz olursa ve onları ödeyemiyorsa, onlara harcaması için humusunu kadına verebilir. Aynı şekilde vacip olmayan nafakalarda harcamak için ona humus verilebilir.

1812-
Bir seyidin veya kendi karısı olmayan bir seyit kadının nafakasını vermekle yükümlü olan kimse, farz ihtiyat gereği onun yiyecek ve giyecek masraflarını humustan karşılayamaz. Ancak humus veren şahıs, seyit olan kadının başka harcamalarda bulunması için -humus verenin karşılamakla yükümlü olduğu şeyler hariç- humusunun bir miktarını ona verirse, sakıncası yoktur.

1813-
Fakir bir seyidin nafakasını temin etmekle yükümlü olan kimse, eğer onun ihtiyaçlarını karşılamaktan âciz olursa veya kendisi vermiyorsa, başkaları o fakir seyide humus verebilir.

1814-
Farz ihtiyat gereği fakir bir seyide humus olarak yıllık ihtiyacından fazlası verilmemelidir.

1815-
Bir kimse, yaşamakta olduğu şehirde müstahak (humus alması caiz olan) seyit bulamazsa, humusu başka bir şehre götürebilir. Humusu ödemede kayıtsızlık sayılmayacaksa, kendi şehrinde fakir olsa bile başka bir şehre götürebilir. Her durumda eğer telef olursa, onu korumada ihmalkâr davranmasa da, bedelini vermelidir. Götürme için yaptığı masrafı humustan alamaz.

1816-
Şer’i hâkimden veya onun vekilinden izin alarak humusu alırsa, yükümlülük ondan kalkar. Onlardan birinin emriyle başka bir şehre götürürse ve ihmalkârlık etmeden telef olursa, yükümlülüğü yoktur.

1817-
Bir ürünü gerçek değerinden fazla hesap ederek humus yerine verilmesi caiz değildir. 1758. hükümde açıklandığı gibi, paranın dışında bir şey vermek mutlak olarak sakıncalıdır. Fakat şer’i hâkimin veya vekilinin izniyle verilirse sakıncası yoktur.

1818-
Humus almaya müstahak olan birinden alacaklı olan kimse, alacağını humus olarak hesaplamak isterse, bu durumda; ya şer’i hâkimden izin almalı veya önce humusu müstahakka vermeli daha sonra müstahak, borcunu ona iade etmelidir. Ayrıca müstahaktan vekâlet alarak onun yerine alabilir ve alacağına sayabilir.

1819-
Malik humusu müstehakka vererek, kendisine geri vermesini şart edemez, fakat eğer müstehakk humusu aldıktan sonra (malike) geriye vermeye razı olursa sakıncası yoktur. Örneğin; yüklü miktarda boynunda humus olan kimse fakir duruma düşerse ve humus sahiplerine karşı borçlu kalmak istemezse, bu durumda müstehak ondan humusu alıp sonra ona bağışlamaya razı olursa sakıncası yoktur.
ZEKÂT HÜKÜMLERİ → ← 7) Zimmî Kâfİrİn Müslümandan Satın Aldığı Yer
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français