Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Tam İlmihal

ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERi → ← HAC HÜKÜMLERİ

MARUFU EMRETMEK VE MÜNKERDEN NEHYETMEK HÜKÜMLERİ

Marufu emretmek ve münkerden nehyetmek, en büyük İslami farzlardandır. Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “ Sizden; hayra çağıran, iyiliği -marufu- emreden ve kötülükten -münkerden- sakındıran bir topluluk bulunsun, kurtuluşa eren işte bunlardır. ” (66)
Peygamber efendimizin şöyle buyurduğu rivayet olunur: “Benim ümmetim marufu emredip, münkerden sakındırır ve iyilik üzere birleşirlerse hayır üzere olurlar. Bunu yapmazlarsa, bereket onlardan kaldırılır, bazıları diğerlerine (zulümle) musallat olurlar, ne yerde ne de gökte onlara bir yardımcı olmaz.”
Emiru’l Müminin Hz. Ali’den (a.s) ise şöyle rivayet edilir: “İyiliği -marufu- emredip kötülükten -münkerden- sakındırmayı terk etmeyin. Aksi halde en kötü insanlar size hakim olur ve dualarınız da kabul edilmez.”

1-
Marufu emretmek ve münkerden sakındırmak, marufu yapmamanın ve münkeri yapmanın haram olduğu durumda farz olur. Böylece marufu emretmek ve münkerden sakındırmak, farz-ı kifa’i olur. Yani bazıları bunu yerine getirirse diğerlerinin yükümlülüğü kalkar. elbette herkesin, haram bir iş veya bir farzın terk edildiğini gördüklerinde tarafsız kalmamaları, olaydan duydukları rahatsızlığı sözleriyle amelleriyle dile getirmeleri gerekir. Bu kadarı herkese bizzat farzdır.
Emiru’l Muminin Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Resuli Erken bize, günahkârlarla karşılaştığımızda rahatsızlığımızı belirtmemizi istedi.”
Marufu yapmanın farz değil müstehap olduğu veya münkeri yapmanın haram değil mekruh olduğu yerlerde marufu emretmek ve münkerden sakındırmak müstehaptır.
Marufu emredip münkerden sakındırılırken, yanlışı yapan kişinin şahsiyeti göz önüne alınmalı, ona eziyet ve ihanet olmamalıdır. Ayrıca onu dinden ve dini konulardan nefret ettirecek şekilde çok katı davranılmamalıdır.

2-
Marufu emretmek ve münkerden sakındırmanın farz olması için aşağıdaki şartların olması gerekir:

1
) Emir ve nehiyde bulunan kimsenin, genel olarak da olsa marufu ve münkeri tanıması gerekir. Şu halde maruf ve münkeri tanımayan, onları ayırt edemeyen için marufu emretmek ve münkerden sakındırmak farz değildir. Bazen marufu emretmek ve münkerden sakındırmak için, marufu ve münkeri öğrenmek farz olur.

2
) Yapılan emir ve nehyin etkili olacağına ihtimal verilmelidir. Eğer etki etmeyeceği bilinirse, fakihlerin arasında meşhur olan, marufu emretmek ve münkerden sakındırmanın farz olmayacağıdır. Elbette farz ihtiyat gereği, etki etmeyeceğini bilse de insan, günah işleyen kimsenin yaptığı kötü işlerden duyduğu rahatsızlığını, mümkün olduğu şekilde açıklamalıdır.

3
) Günah işleyen kimsenin yapmış olduğu günahı tekrarlayacağı bilinmelidir. Eğer tekrarlamayacağı bilinirse, marufu emretmek ve münkerden sakındırmak farz olmaz.

4
) Günah işleyenin yaptığı kötü ve çirkin işlerinde mazereti olmamalıdır. Örneğin yaptığı kötü işin haram olduğunu bilmiyorduysa, hatta sakıncasının olmadığını biliyorduysa veya terk ettiği şeyin farz olmadığını bilmiyorduysa, marufu emretmek ve münkerden sakındırmak farz olmaz.

5
) Marufu emredip münkerden sakındıranın canına, şahsiyetine ve önemli miktarda malına zarar gelmemeli, tahammül edilemeyecek bir zorluğa düşmemelidir. Fakat maruf (iyi) ve münker (kötü), Yüce Allah’ın katında, onun yolunda zarar ve ziyanlara tahammül edilmesi gerekecek kadar önemli olursa hüküm değişir.
Marufu emredip münkerden sakındıranın kendisine değil de, diğer Müslümanların canına, şahsiyetine ve malına önemli bir zarar gelecekse, marufu emretmek ve münkerden sakındırmak farz olmaz. Fakat bazen iyi ve kötü iş Yüce Allah katında o kadar önemli olur ki, bu durumda zararın önemi ile o iş mukayese edilir. Bazen zarara düşülse de marufu emretmek ve münkerden sakındırmak insanın boynundan kalkmaz.

3-
Marufu emretmek ve münkerden sakındırmanın aşamaları vardır:
Birinci Aşama: İçten ve kalben rahatsız olduğunu izhar etmek. Örneğin, günah işleyenden yüz çevirmek ve konuşmamak.
İkinci Aşama: Vaaz ve nasihat ederek engellemek.
Üçüncü Aşama: Vurmak ve hapsetmek gibi ameli davranış.
İlk önce birinci ve ikinci aşamadan başlamak gerekir. Karşıdakini en az incitecek ve etkisi daha fazla olacak olanı seçmelidir. Eğer sonuç alamazsa, daha sert olan bir sonraki aşamaya geçmelidir.
Kalben ve dilde rahatsızlığı izhar etmek -birinci ve ikinci aşama- etkili olmazsa, üçüncü ve ameli aşamaya sıra gelir. farz ihtiyat gereği ameli üçüncü aşama için şer’i hakimden izin alması gerekir. Rahatsızlığı ve zahmeti az olandan başlamalı, sonuç alamazsa daha sert olana geçmelidir. Elbette bedenin bir yerinin kırılmasına veya yaralanmasına sebep olacak şekilde sert olmamalıdır.

4-
Marufu emretmek ve münkerden sakındırmakla mükellef herkes için, kendi ailesinin ve akrabalarının önceliği vardır ve onlara karşı daha sert olunmalıdır. Şu halde kimin ailesinde namaz, oruç, humus vs. dini farzları yerine getirmeyip önemsemeyen veya dedikodu, yalan ve vs. günahları yapmada korkmayan ve çekinmeyen olursa, onlara daha fazla önem vermelidir. Daha önce açıklanan, marufu emredip münkerden sakındırma aşamalarına uyarak, onların kötü amellerini engellemeli güzel işlere teşvik etmelidir.
Fakat anne ve babaya karşı, farz ihtiyat gereği, yumuşak bir şekilde yol göstermeli, asla onlara karşı sert davranmamalıdır.

66 Âl-i İmran
ALIŞ VERİŞ HÜKÜMLERi → ← HAC HÜKÜMLERİ
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français