Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Hacc Amelleri

5- Döndükten Sonra Yeterlilik → ← Üçüncü Şart: Özgürlük

Dördüncü Şart: Mali Yeterlilik (İstitaet),

Önemli birkaç şartı vardır:

1-
Vaktin yeterli olması:
Yani mukaddes mekânlara gidecek ve farz amelleri yerine getirecek kadar vaktin olması gerekir. Şu halde o yerlere gitmek ve hac amellerini yerine getirmek için mal kazanması veya diğer şartların oluşması için yeterli vakit olmazsa ya da vakit yeterli olsa bile, tahammül edemeyecek kadar zorluğa neden olursa hac vacip olmayacaktır.
Böyle bir durumda malı korumanın vacip oluşu hükmü 39. meselede de geleceği gibi, bir sonraki yıla kadar belli olacaktır.

2-
Sağlıklı ve yeterli güce sahip olmak:
Yani bedenin sağlıklı ve amelleri yerine getirecek kadar güçlü olması. Şu halde hastalık ve yaşlılıktan dolayı mukaddes mekânlara gidemezse veya gitse de farz amelleri yerine getirecek kadar orada kalamazsa (örneğin aşırı sıcaklardan dolayı) veya amelleri yerine getirecek kadar orada kalmak tahammül edilemeyecek zorluk ve zahmete neden olursa kendisinin bizzat hacca gitmesi vacip değildir. Ama 63. meselede de geleceği gibi yerine vekil tutmalıdır.

3-
Yolun açık ve emniyetli olması:
Yani amel yerine ve mukaddes mekânlara ulaşmayı engelleyecek bir mani olmamalıdır. Aynı şekilde canına, malına ve namusuna bir tehlike olmamalıdır. Aksi takdirde hac vacip olmaz. Bu gitme konusundaki hükümlerdir. Ama dönüş hükümlerinde 22. meselede ki dönüş masraflarında da açıklanacağı üzere değişik hükümleri vardır.
İhram bağladıktan sonra hastalık, düşman vs gibi mukaddes mekânlara ulaşmaya engel olacak bir mani ortaya çıktığı durumlar için özel hükümler vardır. Bunlar mesdud ve mahsur bölümlerinde gelecektir.

13-
Eğer hac için biri uzak ve emniyetli diğeri yakın ve tehlikeli iki yol olursa haccın vacip oluşu kalkmaz. Uzak ve tehlikesiz yoldan hacca gitmesi vaciptir. Ama uzak yoldan gitmesi örfi olarak yol açık ve emniyetli değil denilecek kadar birçok şehirleri geçmek zorunda kalınırsa hac vacip olmaz.

14-
Hacca gitmesi halinde kendi şehrinde telef olacak bir malı varsa ve telef olması şahsın durumuna büyük zarar verecekse hac vacip olmaz.
Hacca gitmesi, hacdan daha önemli veya aynı seviyede bir farzı terk etmesine sebep olacaksa; birinci durumda haccı bırakarak daha önemli vacibi yerine getirmelidir. İkinci durumda da ikisinden herhangi birini seçebilir.
Aynı şekilde hacca gitmesi terk edilmesi daha önemli veya aynı olan bir haramı yapmaya neden olursa hüküm aynıdır.

15-
Hacdan daha önemli bir vacibi veya terk etmesi daha önemli bir haramı yapmayarak hacca giderse, vacibi terk ettiği veya haram işlediği için günah etmiş olsa da zahiren haccı Haccetu’l-İslam için yeterlidir. Elbette diğer şartlara sahip olması gerekir. Önceki yıllardan boynuna haccın gelmesi veya ilk istitaet yılı olması arasında fark yoktur.

16-
Hac yolunda mal vermekten başka defedemeyeceği bir düşman olursa, ödediği mal şahsın durumuna zarar verecekse hac vacip olmaz. Büyük zarara yol açmayacaksa hac vaciptir. Elbette yolu açmaya razı etmek için ona para ödemesi vacip değildir.

17-
Hacca gitmek sadece deniz yoluyla mümkünse ve bu yolla yolculuk etmenin boğulma vs. tehlikesi varsa veya tahammülü zor bir endişe ve korkuya neden olursa, bu sorunu halletmesi de mümkün değilse haccın vacip oluşu kalkar. Bütün bunlarla birlikte haccederse zahiren haccı doğrudur.

4-
Nafaka
Nafaka yani masraflar. Yol azığı ve bineği de denilir. Azıktan kasıt yol boyunca zaruri ihtiyacı olan yiyecek içecek ve diğer şeyleri kapsar. Binek ise hacca gitmesi için gerekli olan binektir. Elbette binek şahsın şanına layık olmalıdır. Aynı anda azık ve bineğin olmasına gerek yoktur. Bunları temin edecek mali güce sahip olması yeterlidir. Resmi para veya başka bir şey olması arasında da fark yoktur.

18-
Bineğin veya özel bir vesilenin olması ona ihtiyaç duyuluyorsa şarttır. Başka bir şekilde, örneğin zahmetsiz yürüyerek hacca gitme gücüne sahipse, haysiyet ve şanına ters değilse bineğe sahip olmak şart değildir.

19-
Azık ve binek şartındaki ölçü fiili halette (hâlihazırda) olmasıdır. Şu halde biri alışveriş (ticaret) veya başka bir yolla temin edebilecek durumda da olsa, hâlihazırdaki durumu göz önünde bulundurulduğu için hac vacip olmaz. Bineğin olması şartında, ihtiyaç duyulması halinde mukaddes mekânlara olan uzaklığın az veya çok olması arasında fark yoktur.

20-
Haccın geçerli olmasında gerekli olan istitaet şartı kendi şehri veya vatanından değil, bulunduğu yerdendir. Bu durumda mükellef, ticaret veya başka bir iş için diğer bir şehre giderse ve orada da yol azığı, bineği veya hac yapacak kadar parası olursa kendi şehrinde kalmış olsa müstati olmayacak olsaydı da hac ona vaciptir.

21-
Mükellefin kendi değerine satamadığı bir mülkü olur ve hacca gitmek için bu mülkünü daha az bir değere satmak zorunda kalırsa, değerinden çok az da olsa o mülkü satması vaciptir. Fakat genel bir zarara neden olursa satması vacip olmaz. Ama hac masrafları yükselirse örneğin araba ücreti istitaet yılından bir sonraki yıla göre daha pahalıysa sadece bu yüzden haccı bir sonraki yıla geciktirmek caiz değildir. Geçmiş konularda da müstati olanın aynı yılda hacca gitmesi gerektiğini söylemiştik.

22-
Geri dönüş masraflarının olması, mükellefin kendi vatanına dönmek istemesi halinde şarttır. Vatanına geri dönmek istemiyorsa, başka bir yere yerleşmek istiyorsa sadece oraya gidecek kadar imkânı olması yeterlidir. Vatanına dönecek imkâna sahip olması gerekmez.
Yerleşmek istediği yerdeki harcamaları vatana dönüş masraflarından fazla olursa, oraya kadar masraflara sahip olması şart olmaz. Haccın vacip olmasında, vatana dönecek masrafları karşılayacak güce sahip olmak yeterlidir. Ama o şehirde kalmak zorunda ise oraya gidecek imkâna sahip olmalıdır.
5- Döndükten Sonra Yeterlilik → ← Üçüncü Şart: Özgürlük
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français