Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Hacc Amelleri

TAVAF NAMAZI → ← Tavafın Turlarını Fazla Yapmak

Turların Sayısında Şüphe Etmek

315- Tavaf eden kişi tavaf bittikten sonra veya şüphe yerini geçtikten sonra turların sayısında veya doğruluğunda şüphe ederse, şüphesi geçersizdir. Mesela; örfe göre peş peşe yapıldı denilmeyecek kadar ara verir sonra bir tur yine eklerse örf bu turu öncekilerle bir saymaz. Veya tavaf namazına başladıktan sonra tavaf turlarında şek ederse yine şekkine önem vermemelidir.

316-
Yedi tur yaptığına emin olur da fazladan bir tur yaptığına ihtimal verirse, örneğin yaptığı son turun sekizinci tur olduğuna ihtimal verirse, şekkini dikkate almamalıdır, tavafı sahihtir. Ancak bu şek son tur tamamlanmadan önce hâsıl olursa meşhur görüşe göre; tavaf batıldır. O turu reca kastıyla (yani gerçekte bu tur ona vacip olmuş olabilir kastıyla) tamamlayıp, sonra tavafı yeniden yapması ihtiyata daha uygundur.

317-
Eğer turun sonunda veya ortasında üç ile dört, beş ile altı veya yediden az başka sayılar arasında şek ederse tavaf batıldır. İhtiyat gereği altı ile yedi arasında şek ettiği durumda da tavafı batıldır. Her iki ihtimalde de az veya çok olmasında ihtimalini vermesi halinde de hüküm aynıdır. Son turun altıncı mı, yedinci mi yoksa sekizinci mi olduğunda şüphelenmesi örnek olarak gösterilebilir.

318-
Altı ile yedi arasında şek eder ve şer-i hükmü bilmeyişinden dolayı altı olduğuna karar vererek tavafı tamamlarsa; -her ne sebeple olursa olsun- telafi etme zamanı geçinceye kadar bu bilgisizlik devam ederse, tavafın doğru olması uzak ihtimal değildir.

319-
Saydığı tavaf sayısına yakini varsa, tavaf edenin kendisi ile tavaf eden başka birinin tutuğu sayıya güvenmesi caizdir.

320-
Müstehap bir tavafın turlarının sayısında şek ederse en az olana karar vermelidir. Yani; üç ile dört arasında şek ederse üçe karar vermelidir. Tavafı da sahihtir.

321-
Temettü umresinde tavafı, şer-i hükmü bilerek veya bilmeyerek yapmazsa, Arefe günü öğleden önceye kadar umreyi ve diğer amellerini yapamazsa umresi batıl olur. İhtiyata uygun olan, şer-i hükmü bilmiyorduysa bir deve de keffaret vermesidir. Bu meselede zikredilenlerin tamamı tavaf kısmında geçmiştir. Aynı şekilde bilerek tavafı yapmaz ve bir daha yeniden yapamazsa hac batıl olur. İhtiyata binaen şer-i hükmü bilmediği taktirde bir deve keffaret de vermelidir.

322-
Tavafı unutarak yapmaz ve zamanı geçmeden önce hatırlarsa onu yerine getirmelidir. Meşhur görüşe göre, onu yaptıktan sonra sa’yi de yenilemelidir. Zaman geçtikten sonra hatırlarsa, Arafat da duruncaya kadar temettü umresi tavafını unutması gibi -Zilhicce ayı sona erinceye kadar hac tavafını unutması gibi- onu kaza etmesi gerekir. Evla ve ihtiyata uygun olanı ondan sonra sa’yi de yenilemelidir. Kendisinin kaza edemeyeceği bir durumda hatırlarsa -vatanına döndükten sonra hatırlaması gibi- naip tutup yaptırmalıdır.

323-
Unutarak tavafı yapmadan memleketine döner ve karısıyla ilişkide bulunursa, bir kurbanlık Mina’ya göndermesi vaciptir. Elbette bu hüküm hac tavafını unuttuğu durumdadır. Eğer umre tavafını unutmuşsa Mekke’ye göndermelidir. Kurbanlığın koyun olması yeterlidir.

324-
Tavafı unutur ve kendisi kaza edebileceği bir zamanda hatırlarsa, kaza etmesi vaciptir. İhramdan çıkmış olsa bile ihramı yenilemesine gerek yoktur. Ama Mekke’den çıktıktan sonra hatırlarsa, Mekke’ye dönmek için ihram bağlamalıdır. 141. meselede açıklanan durumlar bu hükmün dışındadır.

325-
Tavafı unutan ihramlıya, kendisi veya naibi yapıncaya kadar, tavaf yapılıp bittikten sonra helal olan haramları yapmak caiz değildir.

326-
İhramlı başkasının yardımıyla dahi şahsen tavafı yapamazsa, hastalık veya vücudunun herhangi bir yeri kırık olduğundan dolayı olsa bile, ona tavaf ettirmeleri vaciptir. Başkasından yardım alarak kucakta, omuza alınmak suretiyle veya başka şekilde tavafı yapmalıdır. İhtiyaten ve evla olarak tavaf edilirken ayaklar yere sürülürse daha iyidir. Bu şekilde de tavaf etme imkânı olmazsa, birinin onun yerine naip olarak tavaf etmesi vaciptir. Naip tutma imkânı da yoksa -baygın olan kimse gibi- velisi veya bir başkası onun yerine naibi tutmalıdır.
Tavaf namazı da aynı şekildedir. Yani ihramlının kendisi kılabiliyorsa kendisi kılmalı, kılamıyorsa kendi yerine kılması için naip tutmalıdır.
Adet olan ve doğum kanı kesilmeyen kadına ait hükümler ise daha önce beyan edildi.
TAVAF NAMAZI → ← Tavafın Turlarını Fazla Yapmak
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français