Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Yüce Allah'ın Adıyla
Ayetullah Sistani hazretleri nezdinde Salı akşamı (29 Ramazan 1445 / 9 Nisan 2024 Salı günü) hilalin çıplak gözle görüldüğü sabit olmuştur. Dolayısıyla yarın (10 Nisan Çarşamba günü) Şevval ayının birinci günü ve Ramazan bayramıdır. İnşallah tüm Müslümanlara mübârek olsun.

Ayetullah Sistanini'nin Bürosu

Eserleri » Hacc Amelleri

Temettü Haccının Kurbanlığı → ← 4- Akabe Cemeresini Taşlamak

5- Mina’da Deve, Sığır Veya Koyun Kesmek

Temettü haccı vaciplerinin beşincisi kurban kesmektir.
Kurban kesmede, ihlâs ve kurbet kastı şarttır. Bayram gününden önce kurban kesmemelidir. Ancak, herhangi bir korkusu olan kimsenin onu gece kesmesi caizdir. İhtiyata göre Akabe Cemeresi’ni taşladıktan sonra yerine getirmelidir. Ama hükmü bilmeyerek veya unutarak öne alırsa yeterlidir, ikinci kere yapması gerekmez. Deve, sığır veya koyunun Mina’da kesilmesi vaciptir. Hacı sayısının fazla olması ve Mina’nın hepsini almaması gibi nedenle mümkün olmazsa Vadi-i Muhasar’de kesilmesinin caiz olması uzak ihtimal değildir. Teşrik günler 11, 12 ve 13. günlerinin sonuna kadar yapamayacağından emin olması dışında onu yapmamak (yani Vadi-i Muhassar’de kesmemek) daha iyidir.

382-
Güçlü görüşe göre teşrik günlerinde kurban kesilebileceği gibi, , bayram günü kesilmesi ihtiyata uygundur. İhtiyat gereği gece kurban kesilmemelidir. Buna teşrik günlerin gecesi de dahildir. Ancak herhangi bir korkusu olan kimsenin gece kurban kesmesi caizdir.

383-
Tek başına bir kurbanlık kesebiliyorsa, bir kurbanlık sadece bir kişi için yeterlidir. Ama imkânı yoksa bunun hükmü 396. meselede açıklanacaktır.

384-
Kurbanlığın deve, sığır ve koyun olması vaciptir. Beş yılını tamamlayıp altıncı yılına giren deve olmalıdır. Sığır ve keçi ihtiyaten iki yılını tamamlayıp üçüncü yılına girerse ve koyun yedi ayını tamamlayıp sekizinci ayına girerse yeterlidir. Koyunun birinci yılını tamamlayıp ikinci yılına girmiş olması ihtiyata uygundur.
İnsan kurbanlığı kestikten sonra geçerli yaşını doldurmadığını öğrenirse yeniden kurban kesmelidir.
Kurbanlığın vücut azaları sağlam olmalıdır. Buna göre; bir gözü olmayan, sakat veya kulağı kesik veya iç boynuzu kırık (iç boynuzdan maksat hayvanın normal boynuzunun içinde olan beyaz boynuzdur) ve benzeri eksikliği olmamalıdır. Meşhur görüşe göre kısırlaştırılmış kurbanlık yeterli değildir. Ancak başkasını bulmak mümkün değilse yeterlidir. Yine örfi açıdan kurbanlık zayıf olmamalıdır. Evla veya ihtiyata uygun olarak, hasta olmamalı, hayaları sıkılmış olmamalı ve kemik ilikleri su olacak kadar yaşlı olmamalıdır.
Ama kulağının yarık veya delik olmasının sakıncası yoktur. Fakat iyisi kulağının bu şekilde de olmamasıdır. İhtiyata en uygun ve evla olanı yaratılıştan kuyruksuz ve boynuzsuz olmamasıdır.

385-
Kurbanlığı sağlamdır düşüncesiyle alır ve parasını ödedikten sora ayıplı olduğu anlaşılırsa zahiren onunla yetinmek caizdir.

386-
Eğer kurbanlık günlerinde (onuncu, on birinci, on ikinci ve on üçüncü) sağlam deve, sığır veya koyun bulamazsa ihtiyaten hem ayıplı hayvan kurban kesmeli hem de kurbanlık yerine oruç tutmalıdır.
Aynı şekilde sadece ayıplı hayvan parasına gücü yetiyorsa, zilhicce ayının geri kalanında sağlam hayvan alabilme gücüne eriştiği taktirde, yukarıda söylenen şekilde ikisini de yapmalıdır.

387-
Eğer kurbanlığı besilidir düşüncesiyle alır ve sonradan zayıf olduğu anlaşılırsa, zayıf olduğu ister kesmeden önce anlaşılsın ister kestikten sonra kurbanlık olarak yeterlidir. Ama eğer kendi koyununu besilidir düşüncesiyle keser, sonradan zayıf olduğu anlaşılırsa ihtiyaten yeterli değildir.

388-
Kurban kestikten sonra kurbanlığın gerekli şartları taşıyıp taşımadığında şek ederse, şekkine önem vermemelidir. Kurban kestikten sonra Mina’da mı, başka yerde mi kurban kestiğinde şek ederse şekkine önem vermemelidir.
Ama eğer kurban kesip kesmediğinde şek ederse, bu şek, şek edilen amelin yeri geçtikten sonra örneğin; saçını kesip tıraş olduktan sonra vuku bulursa, şekkine önem vermemelidir. Ondan önce olursa onu yapmalıdır.
Aldığı kurbanlığın zayıf olup olmadığında şek eder ve onu zayıf değildir ümidiyle ve kurbet kastıyla keser ve kestikten sonra zayıf olduğu anlaşılırsa onunla yetinmelidir.

389-
Temettü haccı için sağlam bir kurbanlık alır, sonra kurbanlık hastalanır, bir uzvu kırılır veya başka bir ayıbı olursa onunla yetinmek sakıncalıdır. Hatta onunla yetinilmemelidir. İhtiyaten onu da kesmelidir. Satmış ise değerini sadaka olarak vermelidir.

390-
Satın aldıktan sonra kurbanlık kaybolursa, bulamaz ve kendisi tarafından da kurban edildiğini bilmezse, başka bir kurbanlık temin etmesi vaciptir. İkinci kurbanlığı kesmeden önce birincisini bulursa, birinci kurbanı kesmelidir. İkinci kurbanlığı ise başka mallarında olduğu gibi kesmekle satmak arasında seçim hakkına sahiptir. Ama en iyisi onu kurban etmesidir. İkinci kurbanlığı kestikten sonra birincisini bulursa, ihtiyat gereği kaybolan kurbanlığı da kesmelidir.

391-
Bir kimse kurbanlık olduğunu bildiği bir koyunu bulursa, onu sahibinin adına kurban etmesi caizdir. Sahibi kendi adına kurban kesildiğini öğrendiğinde, onunla yetinebilir. İhtiyaten kurbanlığı bulan, onu on ikinci günün ilkindi vaktine kadar duyurmalıdır.

392-
Bir kimse kurban günlerinde parası olduğu halde kurbanlık bulamazsa, ihtiyata göre onun yerine hem oruç tutmalı, hem de mümkün olduğu taktirde zilhicce ayının geri kalan kısmında, güvendiği bir başkasının yanına kurbanlığın parasını bırakarak zilhicce ayının sonuna kadar kurban kestirmeyi sağlamak suretiyle bile olsa kurban kesmelidir.
Bu parayı emanet bırakacağı kişi zilhicce ayı bitinceye kadar kurbanlık bulup kestirmezse gelecek yıl kestirmelidir. Teşrik günlerinin geçmesi ile kurbanlığın sakit olacağı ve sadece oruç tutmakla yetinmesinin caiz oluşu uzak ihtimal değildir.

393-
Eğer ne kurbanlığı nede kıymetini temin edebilirse, onun yerine on gün oruç tutmalıdır. Bunun 3 günü zilhicce ayında olmalıdır. Zilhiccenin yedinci, sekizinci ve dokuzuncu günü oruç tutması ve onlardan önce tutmaması ihtiyat gereğidir. Geri kalan yedi gününü vatanına döndükten sonra tutmalıdır. Bu yedi günü Mekke’de veya vatana dönüş yolunda tutması yeterli değildir. Vatana dönmeyip Mekke’de kalırsa hemşerilerinin vatana dönebilecekleri bir süre veya bir ay bekleyip sonra oruç tutması vaciptir.
İlk üç günü peş peşe tutmalıdır. Ama sonraki yedi günün peş peşe olması daha iyi olmasına rağmen gerekmez. İlk üç günü temettü umresi ihramından sonra tutmalıdır. Önce tutarsa yeterli değildir.

394-
Hacda üç gün oruç tutması gereken mükellef, bayram gününden önce üç günün hepsini tutamazsa, ihtiyaten 8. ve 9. gün tutması, geri kalan bir günü de Mina’dan döndükten sonra tutması yeterli değildir. Teşrik günler geçtikten sora bu üç günü oruç tutması on üçüncü günden başlayarak tutması caiz olmakla birlikte daha faziletlidir. Elbette daha önce Mina’dan dönmüş olmalıdır. Hatta meşhur görüşe göre 13. gün dönmüş olsa da tutabilir.
Teşrik günler geçtikten hemen sonra üç gün orucu tutmaya başlaması ve mazeretsiz olarak geciktirmemesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Mina’dan döndükten sonra oruç tutması mümkün değilse, o üç günü dönüş yolunda veya vatanında tutmalıdır. Bu durumda da üç gün ve yedi günün tamamını birlikte tutmaması evla ve ihtiyata daha uygundur. Eğer üç günü muharrem ayına kadar oruç tutamazsa, artık oruç tutması vacip değildir. Gelecek yıl kurban kesmesi vaciptir.

395-
Bir kimse kurbanlık veya kıymetini temin edemez, hacda üç gün oruç tutar sonrada kurbanlık günleri geçmeden kurbanlık temin edebilirse, kurbanlık kesmesi ihtiyaten vaciptir.

396-
Eğer tek başına kurbanlık temin edemez ama bir başkasıyla ortaklaşa temin edebilirse ihtiyaten hem kurbanlığa ortak olmalı hem de söylenilen sırayla oruç tutmalıdır.

397-
Eğer bir kimseyi kurban kesmesi için naip tutar ve sonra naibin kendi yerine kurban kesip kesmediğinde şek ederse kurban kesmediğine karar vermelidir. Naip kurban kestiğini söyler ama sözü güven vermezse onunla yetinmek sakıncalıdır.

398-
Kurbanlık için zikrettiğimiz şartlar keffaret için geçerli değildir. Ama ondada bu şartlara riayet etmek ihtiyata daha uygundur.

399-
Kendisine kurbanlık veya keffaret vacip olan kişinin şahsen kurban kesmesi vacip değildir. Bir başkasını ihtiyari halde naip tutması caizdir. Bu surette, naibin niyet etmesi gerekir. Niyet etmesi ihtiyata daha uygun olmakla birlikte, kurbanlık veya keffaret vacip olan kimsenin niyet etmesi vacip değildir. Naibin Müslüman olması da gerekir.
Temettü Haccının Kurbanlığı → ← 4- Akabe Cemeresini Taşlamak
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français